Koçluk eğitiminde montajdan kurtulduk
Türkiye'nin ilk koçluk eğitim şirketlerinden Navitas'ın kurucusu Demet Uyar, kendi eğitim modellerini oluşturup ICF'e onaylattıklarını ve Macaristan ile Yunanistan'a ihraç ettiklerini anlatıyor
Yasemin SALİH
yasemin.salih@sabah.com.tr
OTürkiye'de koçluk kavramının ilk anıldığı günlerde bu modelin ne işe yaradığını ve yurtdışında neden insanların bu tür bir desteğe ihtiyaç duyduklarını anlatan isimlerdendi. Navitas'ta Uluslararası Koçluk Federasyonu onaylı koçlar yetiştiren ve eğitimler veren Demet Uyar Ezerler, bugün gelinen noktada yurtdışından alınan modellerin Türk yönetici ve şirket ihtiyaçlarıyla kıyaslandığında bir takım boşluklar oluştuğunu ve yerel modeller tasarlanması gerektiğini ifade ediyor. Ezerler'le yeni uyguladıkları yerel model, şirket ve yöneticilerin değişen ihtiyaçları üzerine konuştuk.
Kendi geliştirdiğiniz modeli biraz anlatabilir misiniz?
Modelimizi yöneticilerin günlük hayatını çok iyi analiz eden ve onların koçluğu kişisel beceri olarak kazanacakları, uygulayacakları bir biçimde tasarladık. Buna da 'Gelişimsel keşif koçluğu' adını verdik. ISF'ten akredite belgemizi de aldık. Bu anlamda Türkiye'de ilki başarmış olduk.
Ne öğretiyorsunuz insanlara?
Bir kere 10 farklı koçluk becerisi öğretiyoruz. Bunları sağduyularına güvenerek ihtiyaç duydukları anda kullanma becerisi de kazandırıyoruz. Yöneticiler, İK uzmanları, beyaz yakalılar ve ekibi olan herkes müşterimiz. Buna ihtiyaçları var çünkü onlardan doğal olarak koçluk yapmaları bekleniyor.
Neden yöneticilerin koçluk yapma ihtiyacı arttı?
Gerçekten koçluk eğitimlerine talep çok arttı. 2003'ten bu yana yüzde 50'nin üzerinde bir artış söz konusu. Bence bunun arkasında Y Jenerasyon olarak adlandırılan çalışan grubunun değişen talepleri yatıyor. Y jenerasyon sürekli geri bildirim istiyor. Buna ihtiyaçları var. Biz de eğitimlerde yöneticilere takdir etmeyi öğretiyoruz. Genellikle yöneticiler 'çalışan zaten işini yapıyor' ya da 'takdir edersem şımarır' düşüncesiyle bu tür davranışlardan kaçınıyor. Eğitimlerimizde yöneticilere takdir etmeyi öğretiyoruz. Bir laboratuar ortamı yaratıyoruz.
Eğitimler ne kadar sürüyor?
Temel eğitimler iki gün sürüyor. Daha sonra da bir günlük takip buluşmaları oluyor. Bazı şirketlerde talebe göre bunu liderlik ve duygusal zeka eğitimleriyle tamamlıyoruz. Takibe çok inanıyoruz. Çünkü alışkanlıklar değişmiyor. Ancak bugüne kadar yaptığımız takiplerden katılımcıların yüzde 80'inin eğitimde edindikleri becerileri şirketlerinde uyguladıklarını gördük.
Şirketler sizce neden yöneticilerine bu eğitimi aldırıyor?
Çünkü artık şirketlerde emir-komuta zinciri işe yaramıyor. İyi yetişmiş kişiler bir şirkette işe girdiklerinde bir şey bilmeyen eleman yerine koyulmayı hazmedemiyor. İnsan olarak önemsenmek istiyor. Değer görmek istiyor. Şirketler de artık mutsuz çalışanlar istemiyor. Artık tek bilenin olduğu yönetim sistemleri rağbet görmüyor. Bunu gören şirketler silkinmek için koçluk eğitimlerine başvuruyor.
Kobi'ler de heveslendi
Son yıllarda koçluk eğitimlerine artan talepte orta ölçekli şirketlerin sayısı da dikkat çekici şekilde yükseliyor. Demet Uyar, "Kobi'lerde daha çok patronlar ya da ikinci jenerasyon patronlar eğitime geliyor. Orta ölçekli şirketler kilit pozisyondaki yöneticilerini de eğitime gönderiyor" diyor.