Demet
Uyar / Navitas Eğitim, Danışmanlık & Koçluk Hizmetleri
On iki yıldır verdiğim koçluk hizmetlerinin
hepsinin tek ortak noktası neydi biliyor musunuz? Bütün danışanlarımın
hedefleri arasında olan konu: ilişki ve algı yönetimi. Herkes etkileşimde olduğu kişiler üzerinde
olumlu bir algı yaratmak istiyor. Bunun da ucu mutlaka müşteri memnuniyetine
dokunuyor. Çoğu zaman dış müşteri kadar iç müşteri odağı da gündemde oluyor;
hatta iç müşteri memnuniyeti daha fazla öne çıkıyor. Son yıllarda daha da önem
kazanan kavram ise çalışan bağlılığı; bütün kurumlar bunu düzenli olarak
ölçümlüyor ve anket sonuçlarına göre gelişim kararları alıyorlar.
Koçluk görüşmelerinin ilkine keşif seansı
denir ve bu görüşmede danışanın değerleri ve güçlü yönleri belirlenir. Ardından
ise koçluk ilişkisi boyunca gerçekleştirilmesi istenen hedeflere karar verilir.
Hedefe ulaşma yolculuğunda değerler danışanın pusulası olurken, güçlü yönler de
içsel kaynakları olarak kullanılır. Danışanın hedefleri arasındaki algı
yönetimi kısmında ilerleyebilmek için danışanların geri bildirim almaları
gerekir. Bunu sağlayan en etkili araçlardan birisi 360 derece değerlendirme
anketleridir. Ayrıca gelişim merkezlerinin verileri de kullanılabilir. Ayrıca
yönetici çalışan bağlılığı anketlerinin kendi departmanı için çıkan sonuçlarını
gözden geçirebilir. Bunun yanı sıra danışan, tüm iç müşterileriyle diyalog
kurarak beklentilerini öğrenebilir. Koçlukta değişimin ilk adımı
farkındalıktır. Tüm bu bilgileri koçuyla paylaşan danışan, koçun sorduğu
sorularla nasıl algılanmak istediği ve iç müşteri memnuniyetini sağlama yolları
hakkında farkındalığını arttırır. Davranışlarında değişim yapmaya başlar ve
yeni davranışlarının etkisini gözlemler. Her görüşmede koçuyla aldığı kararları
ve bunların iç ve dış müşterilerine yansımalarını değerlendirir. Danışan müşterilerinin beklenti ve
ihtiyaçlarına karşı daha duyarlı olmayı öğrenir ve bu bakış açısını yaşam
felsefesine taşımaya başlar. Sadece işteki ekip arkadaşlarına değil özel
hayatındaki kişilere karşı da daha duyarlı olmaya başlar.
İç müşteriye odaklanmış kurumların yöneticileri neler yaparlar?
* İlk adım iletişimdir. Çalışanlar
yöneticilerine istedikleri zaman kolaylıkla ulaşabilirler. İletişimleri şeffaf
ve içtendir. Yöneticiler çalışanları dinlerler ve anlamaya çalışırlar. Onlardan
gelen önerilere açıktırlar.
* Çalışanlara kurumun vizyon, misyon ve
değerleri anlatılmıştır. Çalışanlar kendilerinden bekleneni net olarak bilirler
ve kurumsal aidiyetleri yüksektir.
* Yöneticilerle çalışanlar arasında güvene
dayalı ilişki inşa edilmiştir. Yöneticiler çalışanların gelişim alanlarını ve
kariyer beklentilerini öğrenirler.
* Yöneticiler çalışanlarını geliştirmek için
özen gösterirler. Onlara zaman ayırıp gelişmeleri için iş ortamında çeşitli
fırsatlar yaratırlar.
* Çalışanların görevlerini yapabilmeleri için
gereken kaynaklar ve teknolojik destekler sağlanmıştır. Gereksiz bürokrasi ve
zaman çalıcılardan uzaklaşılmıştır.
* Bütün ekip üyeleri arasında dayanışma ve
yardımlaşma vardır. Ekip ruhunun sağlanması için yöneticiler aktif rol
üstlenirler. İç müşteri odaklılık kavramının tüm çalışanlar tarafından
benimsenmesi için yöneticiler rol model olurlar.
* Başarılar takdir edilmekte ve
ödüllendirilmektedir. Mutlu çalışma ortamları yaratılmıştır. Çalışanlar
kendilerini değerli hissetmektedirler.
Bu maddelerden hangilerinde çalıştığınız
kurum başarılı?
Hangi maddelerde daha iyi olabilirsiniz?
Kimleri iç müşteriniz olarak görmektesiniz?
İç müşteri odaklılığını sağlamanın ilk adımı
ne olabilir?
Peki siz kendi yaşamınıza bu kavramı ne kadar
taşımış durumdasınız?
İstediğiniz algıyı yaratmanın ve değişimin
ilk adımı farkındalık. Lütfen bu soruları kendinize sorun ve harekete geçin.
Demet
Uyar