Bir sufi, çok zengin bir adamın kapısını çalmış. Dilenciymiş ve sadece doyacak kadar yemek istemiş.
Zengin adam ona bağırmış, “Seni burada kimse tanımıyor!” demiş.
“Ama ben kendimi tanıyorum,” demiş derviş. “Bunun tam tersi doğru olsaydı ne yazık olurdu. Herkes beni tanısaydı, ama ben kim olduğumdan habersiz olsaydım, ne yazık olurdu. Evet, halksınız beni burada kimse tanımıyor, ama ben kendimi tanıyorum.”
Bir insan kim olduğunu bilmeden, nerden geldiğini ve nereye gideceğini bilmeden nasıl zamanını yönetebilir? Karşılaştığı zorlukları “karşısına çıkan engeller” olarak görmek yerine, fırsatlar olarak değerlendirebilir. En önemlisi nasıl mutlu olabilir?
Ne istediğimizi bilmek
Neye ihtiyacımızın olduğunu bilmek
Yapmak için duyduğumuz istek, heyecan ve adanmışlık.
Eğer kendinizi adadığınız hedefleriniz varsa, yaptığınız şeyler sizi zorlasa da adadığınız sonuç için buna değer der ve ilerlersiniz. Sürekli bize verilen ve dikte edilen işleri yapıyorsak o işte bize ait hiçbir şey yoktur. Yapmakla geçirdiğimiz her saniye, her dakika ve saat bizi yorar, sürekli sorunlara odaklanmaya neden olur. Sorunlar çıkar, çözümler karmaşıktır ya da hiç yoktur.
Hayır demekten korkmak; ya yanlış anlaşılırsam, karşımdakini kızdırırsam, ya sevilmezsem, kıskançlık, kendine güvensizlik, mükemmeliyetçilik, gibi korkularla, çoğu zaman planlarımız aksar. Tam hakim olmadığımız işleri daha uzun ve zor bir süreçte tamamlarız.
Kimi zaman da işimizin gereği yaptığımız işleri angarya olarak algılarız. Oysa o iş için alınmışızdır. Yaptığımız işle ilgili beklentileri ve iş sonuçları ile ilgili ihtiyacı olan kişi ya da bölümler vardır. Kendi işimizi yaparken yorulur ve hatta kimi zaman başkalarını yorarız.
Zaman yönetiminde sorumluluğu kendi üzerimize almadığımız sürece zamanı yönetmek mümkün değildir. İster işleri yetiştiriyor olun ister yetiştiremediğiniz için sıkıntı duyuyor olun. Tek sorumlu sizsiniz. Birçok durumda olduğu gibi sorumluluğun bizde olmaması, işler istendiği gibi gitmediğinde ortaya çıkan sorunun da sorumluluğunu almamaktır. “Sınavdan iyi aldım. Çünkü çok zekiyim ve çok çalıştım.” “Sınavdan kötü not geldi, hoca bana taktı, çünkü hocanın notu kıt.” Yoksa, bende hiiiiç bir sorun yok.
“İşler yetişmiyor, üzerimde olması gerekenden çoook fazla iş yükü var. Bu şirket az adamla çok iş yapıyor, işini doğru dürüst yapamayanlar yüzünden kabak bizim başımızda patlıyor. Yoksa ben planlıyım, acil ve öncelikli işlerimi çok iyi biliyor ve en az aylık ve haftalık planlarla önümü görebiliyorum.”
“Profesyonel çerçevede hayır diyebiliyorum. İş süreçlerine hakimim. İlişkilerim sayesinde çözüm odaklı yaklaşımlar sergiliyorum. Gerçekçi planlar yapıyorum ve mutlaka günlük işlerimin yanında, hedefimi gerçekleştireceğim çalışmalarımı da devam ettiriyorum. Değerlerime uygun, sevdiğim işi yapıyorum. İşimin keyifli yanlarını ve zorluklarını biliyorum ve bunlarla karşılaştığımda “ “Peki şimdi ne yapabilirim?” diye kendime soruyorum. Gerektiğinde yardım istiyorum. Gelişmeleri ve teknolojiyi takip ediyorum. İş dışındaki hayatım da hedeflerim var ve onları da zaman planlarıma dahil ediyorum.”
En önemlisi, neyi yapmak isteğimizi sözlerimiz değil davranışlarımız belirler. Nelere zaman ayırdığınıza bir bakın, neye zaman ayırırsanız onu yaparsınız. Neyi beslerseniz onu büyütürsünüz.
Zamanı harcamak bile olumsuz bir ifadedir. Çok sevdiğiniz ve haz aldığınız şeylerin sonunda zaman harcadım demezsiniz.
“Dünya böyle olduğu için sen böyle değilsin, sen böyle olduğun için dünya böyle”
Tanrılar Okulu
Zaman yönetimindeki en önemli konu düşünceyi değiştirmektir. İnsan beyni inanılmaz bir organdır. Her geçen gün kendimiz tanıdıkça sınırlarımız da genişliyor.
Günümüz insan beyninde;
Önce “düşünce” oluşuyor. Düşüncenin içeriği ne bağlı olarak,
Daha sonra “duygu” oluşuyor (düşüncenin içeriği olumlu ise olumlu duygu, olumsuz ise olumsuz duygu).
Son olarak “davranış” gerçekleşiyor. Yani nasıl hissediyorsak, inançlarımız (düşünce kalıplarımız) ne ise öyle harekete geçiyor ve o enerji devam ediyoruz.
Ne yaptığınız ve nasıl yaptığınız SİZİN düşüncelerinize bağlı olarak değişiyor.
“Yapabilirim dersen haklısın, yapamam dersen haklısın.”
Henry Ford
Demet Uyar
|